Bembeyaz kumlar, turkuaz sular, gastronomik deneyimler, hareketli bir gece hayatı. Palma de Mallorca’ya hoşgeldiniz. Sözlük karşılığı: cennet. Hala bakirliğini koruyan mavi bayraklı plajları ile Avrupa’nın Maldivler’i olarak anılan Mallorca, düzenli şehir yapısı ve tarihi dokusu ile de İspanya’nın en cazip tatil noktalarından biri. Hala yaz tatili için plan yapmadıysanız, İspanya’nın güzeller güzeli adası Palma de Mallorca’yı seçenekleriniz arasına almanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Ada için iki farklı yazıda kapsamlı bir rehber hazırlamaya çalıştım. Sorularınız olursa yorum bölümüne iliştirebilirsiniz. 🙂 Geziye başlamadan önce şöyle bir genel bilgilere göz atalım.
Anahtar Bilgiler:
*Konaklama: Konaklama anlamında Palma de Mallorca pahalı bir şehir. Özellikle yüksek sezonda, otel fiyatları oldukça artıyor. Eğer 1 hafta ve daha uzun süre kalmayı planlıyorsanız, apart kiralamanızı tavsiye ederim. Bunun için air bnb veya Wimdu gibi internet sitelerinden faydalanabilirsiniz. Ada oldukça büyük ve hangi bölgede kalmak istediğiniz tamamen size kalmış. Ben yine de her zaman merkez candır diyenlerdenim.
*Ulaşım: Adaya aktarmalı uçuş veya Barselona ve Valencia’dan kalkan feribotlar ile de ulaşmanız mümkün. Ada içi ulaşımda, toplu taşıma sistemi oldukça iyi çalışıyor. Hemen hemen her bölgeye / koya otobüs mevcut. Ancak adanın tam anlamıyla keyfini çıkarabilmeniz ve rahat gezebilmeniz açısından araba kiralamanızı öneririm. Özellikle koyları gezmeyi planlıyorsanız araba büyük kolaylık.
*Dil: Adanın resmi dili Katalanca. Turizm bölgesi olması nedeniyle birçok yerde İngilizce konuşarak anlaşabilirsiniz. Zaten adanın büyük bölümü İngiliz – Alman işgalinde. 🙂 İspanyollar yabancı gibi kalıyor o kadar söyleyeyim.
*Bir –iki gün de plaj ve eski şehir dışında yerler görelim derseniz kısa bir tren yolculuğu ile Valdemossa ve Soller köylerine uğrayabilirsiniz.
Mallorca’yı Keşif
Palma de Mallorca’da old town yani eski şehir tam bir oyuncak kent. Şehrin düzeni, binaların estetiği, merkezde yer alan yeşil alanların çokluğu göz zevkinizi fazlasıyla doyuruyor. Yeni şehri adımlamak ayrı bir keyif, eski şehri ayrı. Catedral de Santa Maria adanın en önemli yapısı.
Gotik tarzda inşa edilmiş katedrali gezerken Gaudi’nin Sagrada Familia’sına dair izler hissedebilirsiniz. Sonradan merak edip araştırdım ve Gaudi’nin kiliseyi 10 yıllık bir süreçte restore ettiğini öğrendim. Sadece katedralde değil, şehrin genel dokusunda Gaudi’nin izlerini görmek mümkün. Belki de bu yüzden ada Barselona’nın küçük versiyonu gibi.
Katedralin hemen yanı başında Almudaina Sarayı yer alıyor. Arap döneminden kalan bu saray, sonraki yıllarda kraliyet sarayı olarak kullanılmış. Hem katedralin, hem sarayın içi gezilebiliyor. Katedrali ve Sarayı turladıktan sonra hemen karşıda yer alan Parc de La Mar’ın huzur veren manzarasını izleyerek biraz soluklanabilirsiniz.
Banyos Arabes Müslüman döneminden kalan ve hala korunan sayılı yapılardan. Hamam ve bahçelerden oluşuyor. Katedral’den Arap Banyoları’na (Banos Arabes) doğru yol aldığınızda daracık eski sokaklar sizi karşılıyor. Yürürken sakın acele etmeyin! Binaların muhteşem mimarisinin tadını çıkarın.
Passeig del Born, lüks restaurantlar ve mağazaların yer aldığı bakımlı tarihi binalar ve ağaçlarla çevrili uzun bir yaya yolu. Yürürken insana huzur veren, keyif veren bir cadde. Alışveriş ve yemek rotası olarak tercih edilebilir. Mekanların teras kısmında oturup caddeyi ve gelen geçenleri izlemek pek güzel oluyor.
El Born’dan dümdüz aşağı doğru yürüdüğünüzde ise yol sizi Mallorca’nın Marina’sına çıkaracak. Katedral ve Almudaina Sarayı’nı karşınıza alıp bir de bu açıdan seyretmenizi tavsiye ederim.
Palma de Mallorca’nın önemli iki merkezi meydanı var, Plaza Mayor ve Plaza de Espana. Plaza Espana, bütün otobüslerinin kalkış/ varış duraklarının bulunduğu ulaşım açısından kilit bir nokta. Plaza Mayor ise, sokak sanatçılarının gösterilerine ev sahipliği yapan, turistik mağazalar ve restaurantlar ile çevrili geniş bir meydan. Yapı olarak Madrid’deki Plaza Mayor’un küçük bir kopyası.
Siz de benim gibi pazar, market meraklısıysanız merkezde yer alan Mercat de L’Olivar’ı gezebilirsiniz. Çok bir özelliği olmasa da rengarenk tezgahlar her zaman insanın içini açar.
Merkezin 3 km uzağında yer alan Castillo de Belver (Belver Kalesi) deniz seviyesinden 112 m yükseklike ormanlık arazi ile çevrili bir şato. Harika bir manzaraya sahip, Palma de Mallorca’yı tepeden görebiliyorsunuz. Sadece manzarası ve oksijen seviyesi için bile gitmeye değer.
Mallorca Adası’nı gezerken kültür ve sanata verilen değeri her adımınızda hissetmeniz mümkün. Şehirde birçok sanat galerisi bulunuyor. Ünlü Katalan ressam Joan Miro’nun eserlerinin sergilendiği Fundació Pilar i Joan Miró, modern sanat müzesi Museu d’Art Modern i Contemporani Es Baluard ve Palau March Museu gezilmeye değer müzeler.
Serinin devamında, Mallorca’nın plaj, alışveriş, yemek ve gece hayatına eğiliyoruz. Takipte kalınız. 🙂